Hindistan ve Pakistan Ateşkes İlan Etti: Dört Günlük Çatışmanın Ardından Barış Umudu
Hindistan ve Pakistan, Keşmir bölgesinde dört gün süren yoğun çatışmaların ardından, 10 Mayıs 2025’te ABD’nin arabuluculuğunda ateşkes anlaşmasına vardı. 11 Mayıs’ta yürürlüğe giren anlaşma, nükleer silahlara sahip iki komşu ülke arasındaki gerilimi düşürerek küresel endişeleri hafifletti. Ancak, her iki tarafın da zafer iddiasında bulunması ve ateşkese temkinli yaklaşması, bölgedeki barışın kırılganlığına işaret ediyor.
Çatışmanın Kökleri ve Patlama Noktası
Gerilim, 22 Nisan 2025’te Hindistan’ın Cammu ve Keşmir bölgesindeki Pahalgam’da gerçekleşen ve 26 turistin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla tırmanıştı. Hindistan, saldırıyı Pakistan destekli Keşmir Direnişi (TRF) adlı gruba bağlarken, Pakistan bu iddiaları reddetti. 6 Mayıs’ta Hindistan’ın Pakistan topraklarına ve Pakistan kontrolündeki Azad Keşmir’e düzenlediği füze saldırıları, çatışmaları alevlendirdi. Pakistan, misilleme olarak “Bunyan-un-Marsoos Operasyonu”nu başlattı ve Hindistan’a ait askeri hedefleri vurduğunu duyurdu. Dört gün boyunca Kontrol Hattı (LoC) boyunca topçu ateşi, hava çatışmaları ve füze saldırıları yaşandı.
ABD’nin Arabuluculuğu ve Ateşkes
Çatışmaların nükleer bir savaşa evrilebileceği korkusu, ABD’yi harekete geçirdi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve danışmanı J.D. Vance, iki ülkenin yetkilileriyle yoğun görüşmeler yürüttü. 10 Mayıs’ta, saat 16:30 (Pakistan saati) / 17:00 (Hindistan saati) itibarıyla ateşkes ilan edildi. ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social platformunda anlaşmayı duyurarak, “Sağduyu ve büyük zeka için her iki ülkeyi tebrik ediyorum,” dedi. Pakistan Dışişleri Bakanı İshak Dar, ateşkesi doğrularken, “Pakistan, egemenliğinden ödün vermeden barış için çaba gösterdi,” ifadesini kullandı.
Tarafların Karşılıklı Suçlamaları
Ateşkesin ilanından saatler sonra, her iki ülke de birbirini anlaşmayı ihlal etmekle suçladı. Hindistan Dışişleri Bakanı Vikram Misri, Pakistan’ın Keşmir’deki bazı bölgelerde bombardımana devam ettiğini iddia etti. Pakistan ise Hindistan’ın sivil yerleşimlere saldırdığını öne sürdü. Bölgedeki BBC ekipleri, ateşkes sonrası Keşmir’de patlama sesleri duyulduğunu bildirdi, ancak bu seslerin kaynağı netleşmedi. Pakistanlı bir yetkili, Hindistan’ın saldırılarında en az 11 sivilin öldüğünü savundu; Hindistan ise sivil hedefleri vurmadığını belirtti.
Bölge Halkının Tereddütlü Umudu
Keşmir’deki ateşkes, Kontrol Hattı yakınlarında yaşayan halk için geçici bir rahatlama sağladı. Ancak bölge sakinleri, geçmişteki ateşkes ihlallerinden dolayı temkinli. Pakistan kontrolündeki Leepa Vadisi’nden Mian Mehboob ul Hassan, “Hindistan’ın ateşkeslere uymama alışkanlığı var, ama bu anlaşma bir nefes alma fırsatı,” dedi. Cammu Keşmir’in eski başbakanı Farooq Haider Khan, anlaşmanın geçici olabileceği uyarısında bulundu. Hindistan kontrolündeki Uri bölgesinde ise halk, bombardıman korkusunun azalmasıyla rahat bir nefes aldı.
Türkiye’nin Rolü ve Diplomatik Tepkiler
Türkiye, ateşkes sürecinde arabulucu olarak önemli bir rol oynadı. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Türkiye’nin barış çabalarına teşekkür ederek, “Türkiye, Pakistan’a kardeşliğini bir kez daha gösterdi,” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şerif ile 7 Mayıs’taki telefon görüşmesi, gerilimin düşürülmesinde etkili oldu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, ateşkesi “olumlu bir adım” olarak nitelendirirken, Çin Dışişleri Bakanı Vang, her iki ülkeyi ateşkese bağlı kalmaya çağırdı.
Kırılgan Barış ve Gelecek
Ateşkes, 14 Mayıs’ta askeri heyetler arasındaki görüşmelerle 18 Mayıs’a kadar uzatıldı. Hindistan ve Pakistan, sınırdaki teyakkuz seviyelerini düşürmek için güven artırıcı önlemler almayı kabul etti. Ancak, Hindistan’ın nükleer silah denetimi çağrısı ve Pakistan’ın bu talebi kınaması, gerilimin tamamen ortadan kalkmadığını gösteriyor. Uzmanlar, kalıcı bir barış için Keşmir meselesinde siyasi diyalog gerektiğini vurguluyor. Dünya, bu kırılgan ateşkesi izlerken, iki nükleer güç arasındaki barış umudu temkinli bir iyimserlikle karşılanıyor.